Gaziantep'in tarihi yapılarından biri olan Dervişiye Camisi, 1865 yılında inşa edilmiştir. Ancak, 2023 yılına damgasını vuran deprem felaketi, bu tarihi yapıyı da olumsuz etkiledi. Camii, özellikle çatısı ve minaresi ile büyük hasar gördü ve bu durum, hem yerel halk hem de tarihi mirasın korunması açısından kaygı yarattı. 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan restorasyon çalışmaları, ne yazık ki, bu yeni felaketle birlikte bir kez daha gündeme geldi. Şimdi, Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda caminin yeniden ayağa kaldırılması için yürütülen çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

Restorasyon süreci, oldukça titiz bir şekilde ilerliyor. Projenin yüklenici firması olan Sanat Tarihi Mimari Restorasyon Bölümü, caminin orijinal mimarisine sadık kalarak çalışmalarını sürdürüyor. Ayşegül Uymaz, projede sorumlu olarak görev almakta ve restorasyonun yüzde 80’inin tamamlandığını belirtiyor. Uymaz, caminin tarihi dokusuna zarar vermeden, aslına uygun bir şekilde onarımlar yaptıklarını ifade ediyor. Hedefleri, camiyi en kısa sürede yeniden ibadete açmak ve yerel halkın bu önemli kültürel mirasa sahip çıkmasını sağlamak. Bu süreç, sadece bir restorasyon değil, aynı zamanda tarihi bir sorumluluk olarak da değerlendiriliyor.

Dervişiye Camisi'nin restorasyon süreci, sadece yapı bakımından değil, aynı zamanda toplumsal açıdan da önemli bir meseledir. Camii, Gaziantep’in kültürel kimliğinin bir parçası ve bölge halkı için manevi bir anlam taşıyor. Bu nedenle, restorasyon çalışmaları sadece mimari bir faaliyet olarak değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk olarak da değerlendiriliyor. İnsanlar, caminin yeniden açılmasıyla birlikte eski günlerine geri dönecekleri umudunu taşıyor. Camii, geçmişte olduğu gibi, toplumsal bir buluşma noktası olma özelliğini yeniden kazanacak.

Ancak, bu restorasyon sürecinin bazı zorlukları da bulunuyor. Depremin ardından birçok tarihi yapıda olduğu gibi, Dervişiye Camisi'nde yaşanan hasar, bu tür projelerin ne kadar karmaşık ve zorlayıcı olabileceğini gözler önüne seriyor. Restorasyon uzmanları, eski yapıların onarımı sırasında karşılaşılan teknik zorluklarla başa çıkmak zorunda kalıyor. Bu noktada, yapılacak her adımın detaylı bir planlama gerektirdiği bir gerçek. Özellikle, tarihi yapıların korunması için uygun malzemelerin seçimi ve restorasyon tekniklerinin doğru bir şekilde uygulanması büyük önem taşıyor.

Yerel halkın tepkileri de dikkat çekici. Dervişiye Camisi, Gaziantep’in simgelerinden biri olarak kabul ediliyor ve bu nedenle halk, restorasyon çalışmalarını yakından takip ediyor. Camii çevresinde yaşayan insanlar, bu süreçte sabırlı olduklarını ancak en kısa sürede ibadete açılmasını istediklerini belirtiyorlar. Bazı vatandaşlar, caminin sadece ibadet yeri değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinliklerin yapıldığı bir alan olduğunu vurguluyor. Bu bağlamda, caminin yeniden açılmasının sadece dini bir değer taşımadığını, aynı zamanda toplumsal yaşamı da canlandıracağını düşünüyorlar.

Dervişiye Camisi'nin geçmişteki rolü ve önemi de unutulmamalıdır. 19. yüzyıldan bu yana Gaziantep'in tarihi dokusunun bir parçası olan cami, birçok kuşağa tanıklık etti. Zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçirmiş olsa da, bu yapı, kentin kültürel mirası içinde kendine özgü bir yer edinmiştir. Şimdi, restorasyon ile birlikte, bu tarihi yapının yeniden hayat bulması, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurma fırsatı sunuyor. Böylece, geçmişin izlerini korumak, geleceğe taşımak adına önemli bir adım atılmış olacaktır.

Sonuç olarak, Dervişiye Camisi'nin restorasyonu, sadece bir yapı onarımı değil, aynı zamanda Gaziantep’in kültürel ve sosyal yaşamına dair büyük bir anlam taşıyor. Camii, yeniden açıldığında, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için önemli bir buluşma noktası olacak. Restorasyon sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanması, tarihi mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından kritik bir adım. Bu süreç, Gaziantep’in tarihi yapılarının korunmasına yönelik bir örnek teşkil ederken, aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğini de yeniden canlandıracaktır.