Konya'da düzenlenen Şehir ve Aile Şurası, ailesel ve sosyal dinamiklerin hızla değiştiği bir dönemde önemli bir tartışma platformu haline geldi. Türkiye’nin şehirleşme oranının artması ve dijitalleşmenin günlük yaşamı kuşatması, aile yapısında köklü değişikliklere neden olmuştur. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Göktaş, yaptığı konuşmada, bu dönüşüm sürecinin aileler üzerinde yarattığı etkileri vurguladı. Kentsel yaşamın, bireylerin sosyal bağlarını nasıl zayıflattığını ve aile kurumunun nasıl bir tehdit altında olduğunu ifade etti. Göktaş, şehirlerin aile dostu, güvenli ve kapsayıcı hale gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bakan Göktaş, Türkiye’nin demografik yapısındaki dönüşümün aile yapısını derinden etkilediğine dikkat çekti. Eskiden üç neslin bir arada yaşadığı evlerde, günümüzde tek kişilik hane oranının yüzde 20’ye ulaştığını belirtti. Evlilik yaşının artması, boşanma oranlarının yükselmesi ve gençlerin evlenmeme eğilimleri, aile yapısının fragmanlaşmasına neden oldu. Göktaş, bu etmenlerin sosyal izolasyonu ve yalnızlığı artırdığını ifade ederek, Türk Dil Kurumu'nun 2024 yılı için belirlediği "kalabalık yalnızlık" kavramına atıfta bulundu. Bu durum, ailelerin yanı sıra toplumun genel yapısını da sorgulatıyor.

Şehirleşmenin sunduğu fırsatların yanı sıra, aileler üzerindeki olumsuz etkileri de gözler önüne serildi. Göktaş, modern şehir düzeninin, iletişim teknolojilerinin gelişimi ve yoğun iş temposunun aile içindeki iletişimi zayıflattığını vurguladı. Hanelerdeki çocuk sayısının giderek azaldığını belirten Göktaş, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak, önümüzdeki beş yıl içinde ilkokul çağındaki çocuk sayısının 900 bin azalacağını öngördü. Bu veriler, toplumun geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor ve aile kurumunun güçlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Bakan Göktaş, küresel eğilimlerin ve popüler kültürün aile değerlerini nasıl etkilediğine de değindi. Dijital medya platformlarının hız ve tüketim kültürünü ön plana çıkardığını, bunun da aile ve evlilik algısını zayıflattığını ifade etti. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı çerçevesinde, aileleri koruyacak politikalar geliştirdiklerini söyledi. “Aile Dostu Ekosistem” anlayışının önemine vurgu yapan Göktaş, bu çerçevede yürütülen çalışmaların toplumsal dayanışmayı güçlendireceğini belirtti. 2025 Aile Yılı olarak belirlenen süreçte, çeşitli etkinlikler ve projelerle aile yapısının desteklenmesi hedefleniyor.

Bakanlık tarafından gerçekleştirilen 15 binden fazla etkinliğin yanı sıra, çiftler için sağlanan indirim anlaşmaları da dikkat çekti. Evlenecek olan gençlere ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sunulan desteklerin, Türkiye’nin nüfus yapısını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar olduğunu belirten Göktaş, bu hedefin toplumsal bir sorumluluk haline geldiğini vurguladı. Aile dostu politikaların, sadece bireylerin değil, tüm toplumun refahına katkı sağlayacağını ifade etti. Bu bağlamda, ailelerin sosyo-ekonomik durumlarının iyileştirilmesi için çeşitli projelerin hayata geçirileceği müjdesini verdi.

Yerel yönetimlerin aile dostu şehirler yaratma konusundaki rolü de önemli bir gündem maddesi oldu. Bakan Göktaş, 200'e yakın belediyenin Aile Yılı kapsamında projeler geliştirdiğini ve mevcut hizmetlerin aile odaklı hale getirildiğini belirtti. Aile dostu şehirlerin, güvenli ve sağlıklı bir toplumu oluşturmanın temel taşları olduğunu ifade eden Göktaş, bu sürecin yerel yönetimlerle koordineli bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi. Konya'nın aile dostu bir şehir olarak örnek gösterilmesi, bu konudaki çalışmaların ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da aile kurumunun desteklenmesi amacıyla yürütülen çalışmaları aktardı. Aile ve sanat merkezlerinde kadınların el becerilerini geliştirmelerine fırsat tanıdıklarını belirten Altay, aile bağlarının güçlendirilmesi için sadece maddi desteklerin yeterli olmadığını ifade etti. Sevgi, iletişim ve birlikte zaman geçirme kültürünün de yaşatılması gerektiğini vurgulayan Altay, düzenledikleri etkinliklerle ailelerin bir araya gelmesini sağladıklarını belirtti. Bu tür etkinliklerin, ailelerin sosyal bağlarını güçlendirmek için önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti.