İsrail'in insan hakları ihlalleri, son dönemde özellikle Filistinli tutuklular üzerinde yoğunlaşan işkence uygulamalarıyla gündeme geldi. Haaretz gazetesinin haberine göre, BM İşkenceye Karşı Komite'ye sunulan yeni bir raporda, 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılar sonrasında İsrail'in işkencelerini artırdığı vurgulandı. Rapor, işgal altındaki bölgelerde ve İsrail vatandaşı olan Filistinlilere karşı uygulanan gözaltı süreçlerinde sistematik işkence yöntemlerine başvurulduğunu ortaya koyuyor. BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi'ne yönelik ihlallerin, üst düzey yetkililer tarafından onaylanması ve yargı mekanizmalarının bu duruma müdahale etmemesi, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Bu rapor, İsrail'in hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin yaşadığı zor koşulları gözler önüne seriyor. Gazze'deki saldırılar sonrasında, 94 Filistinlinin işkence sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor. Rapor, Filistinli tutukluların askeri hapishanelerde maruz kaldığı kötü muameleler ve insanlık dışı şartlarla dolu bir yaşam sürdüğünü ifade ediyor. Uzun süre açık hava bölmelerinde tutulmaları, sert hava koşullarına maruz kalmaları ve 24 saat boyunca kelepçeli ve gözleri bağlı kalmaları, bu durumun en çarpıcı örnekleri arasında yer alıyor. Tutukluların, çoğu zaman dizleri üzerinde durmaya zorlandığı ve yerde yatmaya mecbur bırakıldığı da raporun dikkat çektiği bir diğer husus.
Raporun ortaya koyduğu başka bir çarpıcı gerçek ise, Filistinli tutukluların hijyen koşullarının son derece kötü olması. Tutuklular, tıbbi ihtiyaçları karşılanmadan ve sürekli kötü muameleye maruz kalmadan tutuluyor. Bu durum, onların tuvalet ihtiyaçlarını karşılamak için alt bezlerine yönelmelerine kadar varıyor. Filistinlilerin, aç bırakılarak ölüme terk edildiği iddiaları da raporda yer alıyor; günlük beslenme ihtiyaçlarının sadece 1000 kalori civarında olduğu belirtiliyor. Bu durum, insanlık onurunu zedeleyen bir yaşam mücadelesi veriyor.
Rapor, işkenceye maruz kalan Filistinlilerin yaşadığı travmanın boyutlarını da gözler önüne seriyor. Filistinli tutuklular, köpek saldırılarına maruz kaldıklarını, üzerlerine kaynar su döküldüğünü ve zincirlendiklerini aktarıyor. Ayrıca, uzun süre aşırı sesli müziğe maruz bırakılan tutukluların, çeşitli nesnelerle cinsel istismara uğradığı bilgisi de raporda yer alıyor. Bu tür sistematik işkence yöntemleri, İsrail askerleri ve cezaevi yetkilileri tarafından uygulanan politikaların bir parçası olarak ortaya çıkıyor. Alıkonulan Filistinlilere yönelik uygulanan bu insanlık dışı muamele, uluslararası toplumun dikkatini çekmekte ve endişe yaratmaktadır.
İsrail'in bu uygulamaları, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde meşrulaştırma çabasıyla daha da derinleşiyor. Rapor, İsrail'in alıkoyduğu Filistinlileri "yasa dışı savaşçılar" olarak sınıflandırarak, yargılamadan uzun süreler boyunca tutma çabası içerisinde olduğunu vurguluyor. Bu durum, Filistinlilerin temel haklarının ihlal edilmesine ve insanlık onurunun zedelenmesine neden oluyor. 7 Ekim 2023'te başlayan saldırılarla birlikte, 4 binden fazla Filistinli "yasa dışı savaşçı" olarak alıkonuldu. Bu durum, uluslararası hukukta karşılığı olmayan bir uygulama olarak dikkat çekiyor.
İsrail'in "idari tutuklu" olarak alıkoyduğu Filistinli sayısının da artış gösterdiği belirtiliyor. Eylül 2025 itibarıyla, yaklaşık 3 bin 500 Filistinlinin bu statüde tutulduğu raporda yer aldı. Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarla birlikte, bu kişilerin ortalama "idari tutukluluk" sürelerinin iki katına çıktığı ifade ediliyor. Bu durum, işgal altındaki bölgelerdeki insan hakları ihlallerinin ne denli sistematik ve yaygın olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, İsrailli insan hakları örgütleri tarafından hazırlanan rapor, İsrail'in uyguladığı işkencelerin ve insan hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Adalah, HaMoked, İnsan Hakları için İsrailli Doktorlar, İsrail'de İşkenceye Karşı Kamu Komitesi ve Çocuk Gözaltılarına Karşı Ebeveynler gibi kuruluşların ortaklaşa hazırladığı bu rapor, BM'ye sunularak uluslararası toplumun dikkatine sunuldu. Filistinli tutukluların yaşadığı bu zor şartlar, sadece bir insanlık dramı değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlal edildiği bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür raporlar, insan hakları savunucularının ve uluslararası toplumun bu meseleye daha fazla dikkat göstermesi gerektiğinin altını çizmektedir.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.