İsrail'in son dönemde yaptığı esir takasları kapsamında, bugün serbest bırakılan beş Filistinli esir, sağlık muayenesi için Uluslararası Kızılhaç Komitesi ekipleri tarafından Gazze'nin Deyr el-Belah kentindeki Aksa Şehitleri Hastanesine getirildi. Bu esirler arasında 24 yaşındaki hemşire Tesnim de bulunuyordu. Tesnim, alıkonulduğu süre boyunca yaşadığı zorlu koşulların etkisiyle hastaneye getirildiğinde bitkin bir haldeydi. Ailesinin desteğiyle ayakta durmaya çalışan Tesnim'in, aşırı yorgunluk ve uzun süreli aç kalma belirtileri gösterdiği gözlemlendi. Bu durum, İsrail hapishanelerinde yaşanan insanlık dışı muamelelerin somut bir örneği olarak dikkat çekti.

Tesnim, 2 Ekim'de Gazze'nin Han Yunus kentinde İsrail askerleri tarafından alıkonuldu. Serbest bırakıldığında yaşadığı travmayı anlatırken, hapishanedeki şartların "son derece ağır" olduğunu vurguladı. Konuşmakta güçlük çeken Tesnim, yaşadığı şiddet ve kötü muameleye dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Darbedilmeye, hakarete ve sözlü tacize maruz kaldık. Bize vahşi bir şekilde davrandılar, hücrelerin içine gaz sıktılar ve kadın esirleri kafatasları kırılana kadar dövdüler," ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, hapishanelerdeki insan hakları ihlallerinin boyutunu gözler önüne serdi.

Yaşanan ihlallere dair daha fazla bilgi veren Tesnim, başörtüsü ve çarşaf giymelerinin engellendiğini ve örtülerinin zorla açıldığını belirtti. Bu durum, sadece fiziksel şiddetle değil, aynı zamanda psikolojik baskılarla da karşı karşıya kalan kadın esirlerin yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Tesnim'in yaşadığı bu olumsuz deneyimler, Filistinli esirlerin karşılaştığı insan hakları ihlallerinin sistematik bir şekilde sürdüğünü ortaya koyuyor. Bu tür uygulamalar, uluslararası kamuoyunda ciddi tepkilere neden olacak nitelikte.

Tesnim'in serbest bırakılmasının ardından sağlık durumu ile ilgili açıklama yapan Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Müdürü Dr. Mervan el-Hams, durumu kritik olan diğer esirlerin sağlık kontrollerinin de yapılması gerektiğini vurguladı. Dr. Hams, aynı zamanda kendisinin de 21 Temmuz'da İsrail askerleri tarafından alıkonulmuş olduğunu hatırlatarak, o dönemde yaşanan olayların unutulmaması gerektiğini ifade etti. Dr. Hams'ın hapishanede yaşadığı ağır koşullar ve yaralanmaları, İsrail'in sağlık çalışanlarına karşı da uyguladığı şiddeti ortaya koyuyor.

İsrail ordusu, Dr. Hams'ın alıkonulmasıyla ilgili olarak, kendisinin Gazze'de Hadar Goldin isimli bir İsrail askerinin öldürülmesinde rol oynadığını öne sürdü. Bu iddia, esirlerin, özellikle de sağlık çalışanlarının, savaşın bir aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca, 2014 yılında Gazze'de yakalanan Goldin'in naaşının, Hamas tarafından elinde tutulduğu iddiaları, bu tür esir takaslarının arka planında yatan karmaşık dinamikleri gözler önüne seriyor.

İnsan hakları örgütleri, Gazze Şeridi'nde İsrail'in iki yıl boyunca sürdürdüğü saldırıların ardından hapishanelerdeki Filistinlilere yönelik işkencelerin ciddi bir şekilde arttığını bildirdi. Bu süreçte, 94 Filistinlinin hapishanelerde işkence sonucu yaşamını yitirdiği kaydedildi. Bu durum, uluslararası insan hakları standartları açısından kabul edilemez bir tablo sunuyor. Filistinlilerin yaşadığı bu insanlık dramı, sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de infiale sebep olmaktadır.

Sonuç olarak, Tesnim ve diğer esirlerin serbest bırakılması, Filistin topraklarında yaşanan insan hakları ihlallerinin bir başka boyutunu gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, Filistinlilerin özgürlük mücadelesinin ne denli zorlu ve acımasız bir süreç olduğunu gösteriyor. Uluslararası toplumun, bu tür insan hakları ihlallerine karşı daha etkili bir şekilde ses çıkartması ve harekete geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu tür insanlık dramlarının devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.