Türk savunma sanayii, son günlerde ardı ardına gelen iki önemli gelişme ile dikkatleri üzerine çekti. İlk olarak Skydagger firması, yeni nesil kamikaze sürü İHA’sı Toyca 05’i tanıttı. Bu araç, modern savaş alanlarında kullanılmak üzere tasarlanmış bir sistem olarak öne çıkıyor. Ardından, KALKAN isimli dikey iniş kalkışlı insansız hava aracı, kamikaze dron bırakma testlerinde başarı elde etti. Bu testler, Türk savunma sanayisinin hızla geliştiğinin ve uluslararası arenada önemli bir oyuncu haline geldiğinin bir göstergesi.

Bu gelişmelerin hemen ardından, BAYKAR tarafından üretilen KIZILELMA insansız savaş uçağı, dünya üzerinde bir ilke imza atarak, AESA radar ve görüş ötesi hava-hava füzesiyle hedefini başarıyla vurdu. Bu olay, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde önemli bir mesafe kat ettiğini ortaya koyuyor. Sadece yerli ve milli imkanlarla geliştirilen bu hava platformu, aynı zamanda Türkiye'nin askeri havacılık alanında yeni bir döneme girdiğini de simgeliyor. Uzmanlar, bu tür testlerin uluslararası güvenlik dengelerini de etkileyebileceği görüşünde.

Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, KIZILELMA testini Türk askeri havacılığı için bir dönüm noktası olarak değerlendiriyor. Erkan, bu testin, Türkiye’nin tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği bir hava platformu ile gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, MURAD AESA radar ve Gökdoğan füzesi arasındaki entegrasyonun da büyük bir başarı olduğunu vurguluyor. Bu sistemin etkili bir şekilde çalıştığını, dünya çapında benzeri olmayan bir yetenek olduğunu ifade ediyor.

KIZILELMA’nın, kamuoyunda çoğu kişi tarafından 'ucuz ve sarf edilebilir' bir hava aracı olarak algılanmasının yanlış olduğunu belirten Erkan, bu uçakların klasik bir insansız hava aracı olmadığını belirtiyor. Baykar’ın, KIZILELMA’yı yaparken, bir savaş uçağının üstlendiği görevlerin büyük çoğunluğunu başarıyla gerçekleştirebilecek bir platform oluşturma amacı güttüğünü vurguluyor. Bu durum, Türk savunma sanayisinin sadece iç ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, uluslararası pazarda da söz sahibi olma hedefini pekiştiriyor.

Türkiye’nin geçmişteki askeri havacılık bağımlılığı ve karşılaştığı ambargolar düşünüldüğünde, KIZILELMA’nın bu testinin önemi daha da artıyor. Erkan, "Askeri havacılıkta makus talihimizi yendiğimizi düşünüyorum" diyerek, bu gelişmelerin Türkiye’nin bağımsız savunma sanayii oluşturma yolunda attığı büyük adımlar olduğunu belirtiyor. Yakın gelecekte KIZILELMA’nın iç istasyon atış testlerinin de yapılabileceğini, bu tür testlerin Türk savunma sanayisinin gelişimi açısından önemli bir yere sahip olduğunu ifade ediyor.

Skydagger firmasının gerçekleştirdiği testlerin de önemli olduğunu belirten Erkan, bu testlerin hem kamikaze sürü İHA’sı Toyca 05’in tanıtımını hem de KALKAN DİHA’dan kamikaze dron bırakma işlemini kapsadığını aktarıyor. Bu dronların kısa menzilli sistemler olduğunu belirten Erkan, bu tür sistemlerin daha ileri taşınmasının ve istenilen hedefe ulaşmasının kritik bir kazanım olduğunu vurguluyor. Düşman sahasına 70 kilometre kadar yaklaşabilen bu dronlar, iletişim kesintisi yaşamadan görevlerini yerine getirebiliyor.

Sonuç olarak, Türk savunma sanayisinin bu testlerle birlikte önemli bir aşamaya geldiği görülüyor. Artan menzil, güvenli iletişim ve etkili hedefleme yetenekleri, Türkiye’nin savunma alanındaki kabiliyetlerini artırıyor. Bu gelişmeler, sadece iç pazar için değil, aynı zamanda uluslararası pazarda da önemli bir ihracat potansiyeli oluşturuyor. Türk savunma sanayisinin, kendi kullanabileceği kabiliyetli ürünler üretmesinin yanı sıra, diğer ülkelere de bu teknolojileri sunması, uluslararası ilişkilerde yeni fırsatlar yaratabilir. Bu durum, Türkiye'nin küresel savunma sanayisindeki yerini sağlamlaştırmakta ve gelecekteki stratejik hamlelerine zemin hazırlamaktadır.