Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Brüksel'deki Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, Türk sanayisinin NATO'nun caydırıcılık ve savunma kapasitesine önemli katkılar sağladığını vurguladı. Rutte, dünya genelinde güvenlik tehditlerinin arttığı bir dönemde, Türkiye'nin savunma sanayiinin, özellikle de son yıllarda geliştirdiği teknolojilerin, müttefik ülkelerin güvenliğine katkı sağladığını ifade etti. Bu açıklama, Türkiye'nin savunma sanayiindeki gelişmelerin uluslararası arenada nasıl algılandığını gösterirken, aynı zamanda NATO içinde Türkiye'nin stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Rutte, toplantıda yaptığı konuşmada, Rusya'nın Ukrayna üzerindeki askeri baskısının arttığını ve bunun NATO ülkeleri için bir tehdit oluşturduğunu belirtti. "Gerçek ve kalıcı tehlikelerle karşı karşıyayız" ifadesini kullanan Rutte, Rusya'nın kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte Ukrayna'nın kritik altyapılarına yönelik saldırılarını artırdığını dile getirdi. Bu tür tehditler karşısında NATO'nun dayanışma içinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Rutte, müttefiklerin bir araya gelerek savunma politikalarını güçlendirmeleri gerektiğini vurguladı.
Toplantının ana gündem maddelerinden biri olan savunma yatırımları üzerine Rutte, bakanların Lahey Zirvesi'nde alınan kararların uygulanmasına yönelik ilerlemeleri değerlendirdi. Yıllık gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 5'ini savunmaya ayırma taahhüdü üzerine yapılan tartışmalar, NATO'nun kolektif savunma mekanizmasının güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Rutte, bu yatırımların sadece askeri teçhizatla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda NATO ülkelerinin savunma sanayilerinin de gelişimine katkıda bulunması gerektiğini ifade etti.
Ukrayna'nın askeri destek ihtiyacının önemine de değinen Rutte, toplantıda Kanada, Almanya, Norveç ve Polonya'nın ek taahhütlerde bulunduğunu belirtti. Bu bağlamda, Ukrayna'nın Öncelikli İhtiyaçlar Listesi (PURL) programına katkı sağlayan ülkelerin sayısının artmasının, Ukrayna'nın savaş sürecinde alacağı destek açısından kritik olduğunu ifade etti. Rutte, toplam taahhütlerin 4 milyar doları aştığını ve bu yıl için 5 milyar dolara ulaşma hedefinin gerçekleştirileceğini belirtti. Bu yardımların artırılmasının, müttefiklerin dayanışmasını pekiştireceğini vurguladı.
Toplantıda Rutte'nin dikkat çektiği bir diğer konu ise, Rusya'nın savunma harcamalarının büyüklüğüydü. Rutte, Rusya'nın devlet bütçesinin önemli bir kısmını savunmaya ayırdığını ve bu durumun Avrupa ülkelerini daha fazla savunma yatırımı yapmaya yönlendirdiğini ifade etti. Avrupa'nın savunma harcamalarının artırılması gerektiğini belirten Rutte, Türkiye'nin savunma sanayiinin bu noktada önemli bir örnek teşkil ettiğini, Türkiye'nin 3 binden fazla savunma sanayi şirketi ile bu alanda ciddi bir kapasiteye sahip olduğunu vurguladı.
Toplantıda, NATO'nun gelecekteki rolü ve Ukrayna barış müzakerelerine dair de önemli açıklamalarda bulunan Rutte, NATO ile ilgili konuların barış sürecinin bir parçası olarak ele alınacağını ifade etti. Washington'un barış müzakereleri için Moskova ve Kiev ile irtibat kurmasının önemli olduğunu kaydeden Rutte, bu süreçte NATO'nun yapıcı bir rol oynaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, NATO'nun barış müzakereleri sırasında nasıl bir yaklaşım sergileyeceği konusunda daha fazla tartışma yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Son olarak, Rutte'nin toplantıda yaptığı açıklamalar, Rusya'nın uluslararası arenada izlediği politikaların ve Çin'in Rusya'ya verdiği desteğin göz önünde bulundurulması gerektiğini ortaya koydu. Rutte, Çin'in hızlı bir şekilde askeri gücünü artırdığını ve bunun dünya güvenliği açısından önemli bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bu bağlamda, NATO'nun ve müttefik ülkelerin, uluslararası güvenlik tehditlerine karşı daha güçlü bir dayanışma içinde olmaları gerektiğini belirtti. Rutte'nin bu açıklamaları, uluslararası güvenlik dinamiklerinin nasıl şekillendiğini ve NATO'nun bu süreçteki rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.