ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS) Direktörü Joseph Edlow, Başkan Donald Trump’ın verdiği talimatla birlikte, risk teşkil eden ülkelerden gelen tüm yabancıların Green Card dosyalarının kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirileceğini bildirdi. Bu karar, ulusal güvenlik endişeleri üzerine alınan bir önlem olarak öne çıkıyor. Edlow, açıklamasında bu sürecin neden gerekli olduğunu belirterek, Amerikan halkının güvenliğinin her şeyden önce geldiğini vurguladı. Bu durum, Trump yönetiminin göçmenlik politikalarında daha sert bir yaklaşım benimsediğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

USCIS'in hangi ülkeleri riskli olarak değerlendirdiğine yönelik sorulara yanıt veren kurum, Haziran ayında Beyaz Saray tarafından yayımlanan bir bildiriyi referans gösterdi. Bu bildiride, Afganistan, Küba, Haiti, İran, Somali ve Venezuela gibi ülkeler yer alıyor. Bu ülkeler, daha önce de çeşitli güvenlik sorunları ve terörizmle bağlantılı olaylarla gündeme gelmişti. Dolayısıyla, bu ülkelerden gelen göçmenlerin inceleme sürecinin daha titiz yürütülmesi gerektiği yönündeki görüşler, kamuoyunda ve uzmanlar arasında yaygın bir şekilde kabul görüyor.

Açıklamanın geldiği gün, Washington DC’de yaşanan bir saldırı, konunun ciddiyetini artırdı. Bir Afgan vatandaşının iki Ulusal Muhafız askerine ateş açarak ağır yaraladığı olay, ulusal güvenlik kaygılarını bir kez daha gündeme taşıdı. Şüpheli Rahmanullah Lakanwal'ın, ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından özel göçmen koruması programı kapsamında 2021'de ülkeye geldiği ifade edildi. Bu durum, göçmenlik politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde bir tartışma başlattı.

Başkan Trump, bu saldırının ülkenin karşı karşıya olduğu ulusal güvenlik tehditlerini gözler önüne serdiğini belirtti. Trump, önceki yönetimin göçmen yerleştirme politikalarını eleştirerek, bu tür politikalardan kaynaklanan risklerin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Edlow, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Amerikan halkı, önceki yönetimin sorumsuz yerleştirme politikalarının bedelini ödemeyecek" diyerek, Trump yönetiminin güvenlik odaklı yaklaşımını pekiştirdi. Ancak, Green Card incelemesinin nasıl ve ne şekilde yürütüleceğine dair herhangi bir bilgi verilmemesi, bazı soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Haziran ayında yayımlanan başkanlık bildirisi, "yabancı teröristlerden ve diğer ulusal güvenlik ile kamu güvenliği tehditlerinden korunmak" amacıyla bazı ülkelerden gelen girişlerin kısıtlanmasını öngörüyordu. Bu bağlamda, göçmenlik başvurularının incelenmesi gerektiği düşüncesi, yönetimin aldığı önlemlerin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Yönetim, güvenlik endişeleri ile iş, öğrenci ve turist vizelerinde yüksek kalış aşımı oranlarını da inceleme kriterleri arasında sıralamıştı.

İncelemeye tabi tutulacak diğer ülkeler arasında Burma, Çad, Kongo Cumhuriyeti ve Libya gibi ülkeler de bulunuyor. Bu ülkeler, geçmişte çeşitli insan hakları ihlalleri ve terörist faaliyetlerle anıldıkları için dikkat çekiyor. Bu durum, ABD'nin göçmenlik politikalarının ne kadar titiz bir şekilde düzenleneceğine dair bir tartışma yaratıyor. Söz konusu ülkelerden gelen Green Card sahiplerinin yeniden incelenmesi, birçok kişi için kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Vatandaşların tepkilerine bakıldığında, bazıları bu kararın ulusal güvenliği artıracağını düşünürken, diğerleri ise bunun ayrımcı bir yaklaşım olduğunu savunuyor. Birçok göçmen, yıllarca süren çabalarının ardından Green Card’ı elde ettiklerini ve bu tür bir incelemenin kendileri için büyük bir belirsizlik yaratacağını ifade ediyor. Bu durum, toplumda göçmenlere karşı bir güvensizlik hissi oluşturabileceği gibi, mevcut göçmenlerin entegrasyon sürecini de olumsuz etkileyebilir.

Sonuç olarak, Trump yönetiminin aldığı bu karar, göçmenlik politikalarında önemli bir değişim yaşandığını gösteriyor. Söz konusu ülkelerden gelen Green Card sahiplerinin yeniden incelenmesi, sadece güvenlik endişeleri ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal dinamikleri de etkileyebilir. Gelecek süreçte bu incelemelerin nasıl yürütüleceği ve sonuçlarının neler olacağı, hem göçmenler hem de ABD toplumu için önemli bir gelişme olacak. Bu durum, Amerikan halkının göçmenlik konusundaki hassasiyetlerini yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.