Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Eylül 2023 tarihli Küresel Mal Ticaret Barometresi Raporu'nu yayımlayarak, dünya genelindeki ticaretin mevcut durumunu ve gelecekteki beklentilerini ortaya koydu. Rapora göre, mal ticareti barometresi, Haziran ayında 102,2 seviyesindeyken Eylül ayında 101,8’e gerileyerek bir düşüş yaşadı. Bu durum, ticaretin dinamiklerini etkileyen çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle meydana geldi. Özellikle, küresel ekonomik belirsizlikler ve gümrük vergilerindeki artış, ticaretin geleceği üzerinde olumsuz bir etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Düşüşün sebeplerine bakıldığında, ABD'nin beklenen gümrük vergisi artışları öncesinde ithalatın hız kazanması dikkat çekiyor. İlk yarıda mal ticareti, yüzde 4,9 oranında beklenenden daha güçlü bir büyüme kaydetmişti. Ancak, bu büyümenin ardından gelen düşüş, piyasalardaki belirsizliklerin ve ticaret politikalarının olumsuz etkisinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. DTÖ, bu durumun ticaretin geleceği için önemli bir sinyal olduğunu vurguluyor ve global ticaretin seyrinin önümüzdeki yıllarda daha temkinli olabileceğini belirtiyor.
Raporda, gümrük vergilerinin artışının yanı sıra küresel ekonomik durgunluk ve jeopolitik gerilimlerin de ticaret üzerindeki etkileri ele alınıyor. Özellikle, bu belirsizlikler, yatırımcıların ve işletmelerin karar alma süreçlerini karmaşık hale getiriyor. Ticaretin yavaşlaması, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Gelişmiş ülkelerde ise, bu durumun enflasyona yol açma riski olduğu ifade ediliyor.
DTÖ, 2025 yılı için küresel mal ticaretinin yüzde 2,4, 2026’da ise yüzde 0,5 oranında artmasını bekliyor. Ancak, bu tahminlerin gerçekleşebilmesi için global ticaret ortamındaki belirsizliklerin minimize edilmesi gerekiyor. Barometredeki 100’den büyük okumalar, ticaretin trendin üzerinde büyüyeceğini gösterirken, 100’ün altındaki okumalar ise ticaretin trendin altında kalacağına işaret ediyor. Bu durum, ticaretin geleceği konusunda ciddi endişeler doğuruyor.
Ticarette yaşanan bu durgunluğun etkileri, hem ekonomik büyüme hem de istihdam üzerinde hissedilmeye başlandı. Birçok ülke, ihracat ve ithalat rakamlarındaki düşüşle birlikte, ekonomik büyüme hedeflerini revize etmek zorunda kaldı. Ayrıca, ticaretteki belirsizlikler, işletmelerin yeni yatırımlar yapma konusunda daha temkinli davranmalarına neden oluyor. Bu da, uzun vadede ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye atabilir.
Vatandaşlar ve işletmeler, ticaretin yavaşlamasıyla birlikte artan fiyatlar ve enflasyon karşısında sıkıntılar yaşamaya başladı. Gümrük vergilerinin artması, birçok malın fiyatlarının yükselmesine yol açarken, bu durum vatandaşların alım gücünü doğrudan etkiliyor. Özellikle temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki artış, dar gelirli vatandaşlar için büyük bir sorun haline geldi. İşletmeler ise artan maliyetler karşısında fiyatlarını artırmak zorunda kaldıkları için müşteri kaybı yaşamaktan endişe ediyor.
Geçmişe baktığımızda, küresel ticaretin dinamikleri zamanla değişiklik göstermiştir. Örneğin, 2008 küresel finans krizi sonrası yaşanan ticaret daralması, dünya genelinde birçok ülkenin ekonomisini derinden etkilemişti. Benzer bir durumun yeniden yaşanma riski, DTÖ tarafından sıkça dile getiriliyor. Bu nedenle, ülkelerin ticaret politikalarını gözden geçirmesi ve işbirliklerini güçlendirmesi gerektiği ifade ediliyor. Aksi takdirde, gelecekte daha ciddi ekonomik sorunlarla karşılaşma olasılığı artabilir.
Sonuç olarak, DTÖ'nün açıkladığı rapor, küresel ticaretin zorlu bir döneme girdiğini ortaya koyuyor. Gümrük vergilerinin artması, ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik gerilimler, ticaretin geleceğini tehdit eden başlıca faktörler arasında yer alıyor. Ülkelerin, bu belirsizliklerle başa çıkmak için stratejiler geliştirmesi ve işbirliklerini artırması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, ticarette yaşanan düşüş, ekonomik büyüme ve istihdam üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.