Yunanistan'ın Tesalya bölgesinde, koyun-keçi çiçeği hastalığı nedeniyle yüz binlerce hayvan itlaf edildi. Karditsa kentinde bulunan çiftliklerde, bu hastalığın yayılması sonucunda pek çok hayvanın yaşamına son verildi. Çiftlik sahipleri, hayvanlarını kaybetmenin yanı sıra ekonomik zorluklarla da karşı karşıya kalıyor. Özellikle feta peyniri gibi ürünlerin üretimi için hayvanların kaybı, Yunan ekonomisinde önemli bir darbe oluşturuyor. Çiftliklerden gelen bu acı haberler, hayvanların sadece ekonomik birer değer olmadığını, aynı zamanda çiftçilerin hayatlarının bir parçası olduğunu da gözler önüne seriyor.
Koyun-keçi çiçeği virüsü, ilk olarak Ağustos 2024'te ülkenin kuzeyinde tespit edildi ve hızla yayılarak birçok bölgeyi etkisi altına aldı. Yunanistan Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı verilerine göre, kasım ortasına kadar 1.702 vaka kaydedildi. Bu durum, çiftliklerde büyük kayıplara yol açtı. Bir çiftlikte tek bir vaka görülmesi, tüm sürünün itlafını gerektiriyor. Şu ana kadar yaklaşık 417 bin koyun ve keçi itlaf edilmiş durumda. Bu rakam, toplam sürü varlığının yüzde 4-5'ine tekabül ediyor ve bu da Yunanistan'ın hayvancılık sektöründe ciddi bir kriz yaratıyor.
Çiftlik sahibi Anastasia Siourtou, 650 koyununu kaybetmenin acısını derinden hissedenlerden biri. Hayvanların itlaf edilmesi sürecinde yaşadığı duygusal zorlukları, "Onları koruyamadığımı hissettim," sözleriyle dile getiriyor. Aynı zamanda veteriner hekim olan Siourtou, hastalığın yayılmasında komşu çiftliklerdeki gizli vakaların etkili olabileceğini belirtiyor. Hastalıkla mücadeledeki yetersizlikler ve gizlenmeler, çiftlik sahiplerinin kayıplarını daha da artırıyor. Bu durum, yalnızca hayvancılık değil, aynı zamanda çiftçilerin yaşam standartları üzerinde de olumsuz etkilere yol açıyor.
Yunanistan'daki koyun ve keçi sütü, ülkenin feta peyniri üretiminde kritik bir rol oynuyor. Feta, Avrupa Birliği'nde coğrafi işaret korumasına sahip olan bir peynir türü ve yalnızca Yunanistan'da üretiliyor. Geçtiğimiz yıl, Yunanistan 785 milyon euro değerinde feta ihracatı gerçekleştirdi ve bunun büyük bir kısmı AB ülkelerine yapıldı. Ancak, bu salgın nedeniyle süt üretiminde yaşanan azalma, feta peyniri üretimini tehdit ediyor. Uzmanlar, süt miktarının azalmasının üretim maliyetlerini artıracağını ve bu nedenle fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.
Karditsa yakınlarında çiftlik sahibi olan Tassos Manakas, 873 hayvanının itlaf edilmesinin ardından dükkanını kapatmak zorunda kaldı. "O gün kanımı kesseniz akmazdı," diyerek yaşadığı derin üzüntüyü dile getiriyor. Hayvan kaybı, yalnızca ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda çiftçilerin yaşamlarının bir parçasının yok olması anlamına geliyor. Hükümetin bu duruma müdahale etme şekli de eleştiriliyor. İtlaf edilen hayvan başına 132 ile 220 euro arasında tazminat ödeniyor, ancak çiftçiler, bu miktarın zararlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirtiyor.
Salgına karşı alınan önlemlerin yetersizliği, çiftçiler arasında büyük bir tepkiye yol açtı. Uzman Komitesi’nin ancak Ekim 2025’te kurulması, çiftçilerin yaşadığı zorlukları daha da derinleştiriyor. Veteriner hizmetlerinin personel yetersizliği ve salgın bölgelerinde karantina uygulanmaması da eleştirilerin başında geliyor. Bu durum, hayvancılık sektöründe yaşanan krizlerin daha da büyümesine neden oluyor. Çiftçiler, hükümetin zamanında müdahalede bulunmamasının sonuçlarını ağır bir şekilde ödüyor.
Haris Seskliotis, Rizomylos köyünde çiftçi olarak yaşadığı kayıpları derin bir acıyla ifade ediyor. Tek bir vaka nedeniyle 700 koyununu kaybeden Seskliotis, bu durumun kendisi için ikinci büyük felaket olduğunu belirtiyor. 2023 yılında yaşanan büyük sel felaketinin ardından şimdi de hastalık nedeniyle kayıplar yaşaması, çiftçilerin yaşam mücadelesini daha da zorlaştırıyor. "Başka bir iş bilmiyoruz," diyerek, yaşadığı çaresizliği dile getiriyor ve şimdi oğlu ile birlikte besi sığırcılığı yapmayı planladığını söylüyor. Bu dönüşüm, çiftçilerin hayatta kalma mücadelesinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, Yunanistan'daki koyun-keçi çiçeği hastalığı, yalnızca hayvancılık sektörünü değil, aynı zamanda çiftçilerin ekonomik ve sosyal yaşamını derinden etkileyen bir kriz haline geldi. İtlaf edilen hayvanların sayısının artması, feta peyniri gibi önemli ürünlerin üretimini olumsuz etkiliyor. Çiftçiler, hükümetin yetersiz müdahaleleri ve destekleri nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. Bu kriz, Yunan tarım sektörü için uzun vadeli sonuçlar doğurabilir ve çiftçilerin geleceğini tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.